Birkaç gündür abuk sabuk bir iddia ile CHP’yi rezil
etmeye çalıştılar. Yaşını başını almış bir gazeteci, kulağına fısıldanmış teyit
edilmemiş,kendisinin de teyit ettirmediği bir haberle, bazı kişileri ve CHP’yi
töhmet altına bırakacak şekilde piyasaya sürüyor.
Kamuoyu baskısı ve itham ettiği kişinin de ilk itirazları üzerine, boşluğa düşerek önce itham ettiği kişiyi sonra da bu ismi kulağına fısıldayan şahsiyeti kamuoyuna açıklamak zorunda kalıyor. Buraya kadar yaşananlar gazeteciliğin yüz karası bir habercilik olsa da diğer bir yüz karası olay da, bazı CHP yöneticileri ve parti başkanının densizliği, kurnazlığı öz olarak kepazeliğidir.
Bu asparagas haber patlak verdiğinde, haberin gerçek
olduğunu imalı şekilde ilk teyit eden kişi CHP’nin başındaki şahsiyet olunca,
insanlar doğal olarak haberi önemsiyor, işin aslını öğrenmenin peşine düşütü.
Haberi yazan Rahmi Turan, itham ve iftiraya uğrayan Muharrem
İnce, haberi ilk ortaya atan Talat Atilla ve haberi teyit eden ise Kemal
Kılıçdaroğlu.
Bu durumda haberi nasıl yorumlamak lazım;
1. Seçenek: Talat Atilla birileri tarafından bilinçli
şekilde aldatılarak yanlış haberi piyasaya sürmesini sağlamıştır.Bu haberi
Talat Atilla’ya ulaştıran kişi de sanırım saraya yakın olduğu havasını veren
çakma biri bu organizesini yapanların yakalamaya çalıştığı büyük balık da Kemal
Kılıçdaroğlu olmuş. Kılıçdaroğlu zaten
hazetmediği, huylandığı ve rakibi olarak gördüğü Muharrem İnce’ye yönelik
uydurma haberi kolayca kabullenerek Muharrem İnce’yi siyasi mevta haline
getireceğini düşünerek, haberin üzerine atlayarak planlayıcıların ulaşmak
istediği operasyonun başarıya ulaşması için ilk adı atmış oldu. Kılıçdaroğlu gerçek
bir parti başkanı olsa, bu haberin aslı kendine sorulduğunda derhal haberi yalanlar ve
ardından da Muharrem İnce’yi yanına çağırarak işin aslını öğrenir ve önce
kendisi, sonra da partisi için önemli bir siyasi propaganda kozunu ele
geçirirdi. Anlaşılan o ki bu işi organize edenler Kemal Kılıçdaroğlu’nun en
zayıf yanının Muharrem İnce korkusu olduğunun çok iyi bilmektedir.
2. Seçenek: Cumhurbaşkanlığı hükümetinin, AKP ve MHP’nin
en büyük muhalefeti olan Sözcü Gazetesi üstü örtülü şekilde lekelenmiş,
asparagas haberciliği yaptığı şeklinde yorumlanacak başyazarı tarafından madara
ettirilerek Sözcü’nün gazeteciliğini ve yayın ilkelerinin sorgulanmasını
sağlamıştır. Bu olasılık son derece zayıf bir gerekçedir.
3.Seçenek: Talat Atilla
ülke çapında tanınırlığını zirveye çıkarmak için kendisine sunulan havucu hemen
kapmış ve bu haberin önemini daha da artırmak için Sözcü’yü ve yazarlarını kullanmaya karar vermiş. Uğur Dünar’ın ilkeli
gazeteciliği Talat Atilla’yı durdururken Rahmi Turan faka basmış ve hem sözcüyü
hemde kendisini rezil etmiştir. Talat Atilla ise reklamın kötüsü olmaz mantığı
ile ününe ün katmıştır.
4. ve en geçerli Seçenek; Haberi gerçek kılarak,
siyasi liderliğin duruşunu sergilemeyi beceremeyerek ava giden avlanır misali
Kılıçdaroğlu kendi siyasi hayatının sonunu hazırlamıştır. Muharrem İnce şu
andan itibaren CHP’nin genel başkanlığının tek adayıdır. Böylece bu haberi çıkaranlar
son derece akıllı hamlelerle CHP liderliğine yönelik emellerini gerçekleştirecek şekilde CHP yönetimini dizaynın ilk adımını atmış,
CHP’yi iç meseleleri ile boğuşur hale sokarak ana muhalefeti beceriksiz
muhalefetin haline getirerek kendileri için uygun seçim ortamı hazırlamıştır.
Sonuç olarak;bu haberi çıkaranlar habere konu olan
gayeleri gerçekleştirmek üzere en zayıf halkaları kolayca tespit ederek harika
bir operasyon gerçekleştirmiştir. Kamuoyu ve devletin içinde oluşturulmaya
çalışılan milliyetçi sağa ile yine bu
siyasi akımın soluna denk gelen ulusalcı(milliyetçi sol) sol kanatın
entegrasyonuna yönelik bir operasyon gerçekleştirilmiştir. Zannımca bu derin ve
istekli irade devletin ve Türk Milletinin lehine davranacağını düşündüğü milliyetçi
sağla milliyetçi solun egemenliğinde tüm partileri dizayda son adımını da atmıştır.
Bağırtıla bağırtıla Türk Milliyetçisi çizgiye çekilen Erdoğan siyasetine destek
veren Bahçeli’nin MHP’si, Büyük Birlik Partisi, Vatan Partisi ile zaten
Milliyetçilik çizgisinde olan İyi Parti
ile millici çizgide duran Sadet Partisine ilave olarak neoliberal Amerikan
solunun güdümünde olduğu düşünülen CHP’de bu
operasyonla ulusalcı sol çizgiye çekilerek Amerikancı HDP ve olası FETÖ etkisinden
uzaklaştırılmak istenmişe benzemektedir.
Kaybeden Kılıçdaroğlu, ABD'lineoliberal solcu(!) CHP’liler
olurken, kazanan Atatürk’ün CHP’si ve onun destekçileri olacaktır. Bu
operasyonla ilk seçimlerde AKP kaybetse bile, AKP eli ile sürdürülen iç ve
dış politikalar CHP ve onun olası ortağı
İyi Parti tarafından zaten bal gibi sürdürülecektir. MHP’mi dediniz? O parti
her zaman güçlünün yanındadır.
Kalın sağlıcakla..
Ömer Yıldız
Okunma Sayısı:1006
Eklenme Tarihi:23-11-2019 09:51
HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK