"Elini Taşın altına koymak"
Çok severim bu sözü.
Tam biz Türklere göre bir söz.
Konuşmayı çok seven, hayali geniş
bir milletiz.
Nerde bir araya gelsek, nerede bir ortam
olsa kahkahamız neşemiz eksik olmaz.
Düğün dernek neyse de ölüde bile
fırsat bulsak güleriz. Yasımız camiye veya mezarlığa gidene kadardır.
Yaşadığımdan biliyorum.
Bir yandan ölenin ardından yas,
diğer yanda da aylardır belki de yıllardır görmediği amcasını, yeğenini,
halasını dayısını görmenin mutluluğu. Hele de bir de rahmetli aralı sıralı
ölümün prosedürüne uyduysa ortam iyice yumuşar.
Yine bir cenazede köydeyim. Cami
avlusu tıka basa dolu. Köylülerimle, hısım akraba ve dostlar ile bir yerden
taziye ve üzüntülerimizi paylaşırken diğer yandan da hal hatır devam edip gidiyoruz. Herkesin yüzünde bir matem havası olsa da
gözleri kimin gelip kimin gelmediğini kolluyor.
Derken sohbet koyulaşıyor ve bir
anda cenaze havasından sıyrılıp kıkırdamalar başlıyor. Mutluluğun ifadesi olan
kahkaha senini kaş gözle ayıplayıp susturmaya çalışsak da pek etkili olamıyoruz.
Zar zor kendimizi tutarak cenaze namazını
kılıp rahmetliyi omzumuza dört kollu ile alarak köyün hemen yanı başındaki
mezarlığa defnediyoruz. Dualar hatimler son vazifede yerine getirildikten ve
mezarlıktan çıkar çıkmaz, kalınan sohbetlere devam ediyor ve kahkahalar bu
sefer daha da işitilir oluyor.
Dayanamayıp “ Yahu dostlar ayıp.
Azıcık saygılı olun.“ dediğimde amcazadelerimden biri gayet pişkin bir
vaziyette, “Emmi sen senede ya bir ya iki cenaze görüyorsun. Ama biz öyle mi? Herkes
hısım akraba. Bir yılda de kim bilir kaç cenazeye gidiyoruz buralarda. Her gün
yas tutmakla ömür geçer mi? Ölüyü gömene kadar yas, ardından sizleri bulmuşuz
görmüşüz günümüz bayram. Ölüden başka köye geldiğiniz mi var?” Dediğinde cevap
veremedim. Çünkü çok haklıydı. Her gün her saat cenaze evi gibi olunmazdı ki?
Bunu niye anlattım.
Biz Fenerbahçeliler nerdeyse cenaze
evine döndük futbolda. Yüzümüz gülmez oldu. Her sene kupayı başkası kaldırırken
bize yasını tutmak düştü. Aziz Yıldırım tıpkı benim köydeki akrabalarım gibi. Her
sezon sonunda futbolumuzun cenazesi kalkana kadar yas tutu ,yağdı gürledi. Her yıl
kupa kaybetmenin, zevksiz futbol seyrettirmenin matem havasında yıllarımızı
elimizden alıp gitti.
İyisin hassın ama olmayınca da
olmuyor işte.
Bak, bugün Türkiye’nin en başarılı
holdinginin başındaki modern, çağdaş ve zarif bir şahsiyet olan ALİ KOÇ başkanlık
yarışına girmiş. Aziz Yıldırım hala kenara çekilip işi ehline bırakacağına
oturmuş acımasızca işlere kalkışıyor.
Yok üç sene daha başkanlık yapmak
istiyor. Yeter yahu yeter.
Kibarlıkla söylüyorlar anlamıyor..
Bunca senelik emeğini, saygınlığını tüketmek üzer ve hala farkında değil.
Bugün Türkiye’de kaç holding
sahibini böyle bir kaypak dünyada elini taşın altına koyduğunu görebiliriz ki?
Oturup, çevresinin etkisinden kurtulup düşünse.
İdrak edecek ve kendine yakışanı
yapacak.
Ali KOÇ cesaret göstermiş ve elini
bıraktık gövdesini Fenerbahçe için taşın altına koymuş. Evet sen tesisleşmeyi başardın , bırak Futbolu
markalaştırmayı da Ali KOÇ yapsın.
Yok olmaz.
İlla üç sene daha yapacakmış.
Aklı başında her Fenerbahçeli asla
Aziz Yıldırım’a oy vermez. Çünkü
Fenerbahçe taraftarı aklı başında insanlardır. Çarıklı siyasetçinin sürü
psikolojisindeki taraftarı değildir.
Aziz Yıldırım şanına yakışır şekilde
saygılı bir üslupla, demokrasinin gerektirdiği anlayış içinde tv ekranlarında
karşı karşıya gelir, konuşur sandığa gider eyvallah.
Ama o da yok.
Büyüklük gösterir ve çıkar der ki “Ben
ömrümü gençliğimi Fenerbahçemiz uğruna seve seve heba ettim. Artık yoruldum. Başkanlığa Türkiye’nin en
seçkin ailesinin başındaki insanlardan ALİ KOÇ aday oldu. Bayrağımızı çok daha
yükseklere taşıyacağından eminim. Kendisini destekliyor ve her zaman yanında
olacağımı ifade ediyorum.” Dese şanına
bin şan daha katacakken tıpkı siyasetçiler gibi koltuğa yapışmış, var gücü mücadeleye girişiyor, rakibini karalayarak
başarı elde etmeye çalışıyor.
Olmadı Aziz Başkan olmadı. İtibarını
ve bunca sene verdiğin mücadeleyi rezil ederek tüketerek, kalplerdeki yerini
kaybederek gitmek sana yakışmıyor.
Fenerbahçeli kongre üyesi dostlardan
dileğim, her türlü hırçınlığına ve banal siyasetçi üslubuna rağmen Aziz Yıldırım’a
saygıda kusur etmeden, onun tüm hırs ve hırçınlığını hoş görerek, sağduyulu
davranarak onu şanına ve şerefine yakışır üslupta yolculamalarıdır.
Aziz Yıldırım’ın hiçbir sözüne
alınmadan, dikkate almadan, üzülmeden, sinirlenmeden ALİ KOÇ’u başkan seçerken
Aziz Yıldırım’ı omuzlara Galatasaraylılara, Beşiktaşlılara, Trabzonlulara yem
etmeden şanına yakışır şekilde jübile yaptırmaktır.
Bu jübilenin sorumluluğu da
beyefendiliğini koruyarak seçim hazırlıklarını sürdüren ALİ KOÇ’da düşmektedir.
Fenerbahçe stadının en görünen
yerine AZİZ BAŞKAN’ın heykelini dikmek farz olsun.
Başkanımız ALİ KOÇ olsun.
Fenerbahçe Futbolda cenaze evi
olmaktan kurtulsun. Yüzümüz Futbolda artık gülsün.
Ömer Yıldız
Okunma Sayısı:1766
Eklenme Tarihi:29-05-2018 09:20
HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK