ABD devlet ve şirketleri, siyasal ve ekonomik bağlamda dünya hakimiyetlerini on yıldan az bir sürede tükeneceğinin farkında olarak, gelecek planlaması yaparak işe koyuldular.
ABD ve hempaları uzun süredir üzerinde çalıştıkları dünyayı siyasal
olarak düzene sokmak üzere harekete geçtiler
ABD dünyayı hızla bir tercihe zorlayarak, zayıf ekonomili oligarşik ve diktatörlükle yönetilen antidemokratik ülkeleri süratle kontrol altına alarak, en azında ekonomik gücünü ve varlığını koruyacak sömürgelerini belirlemeye çalışmaktadır.
Özellikle Donald Trump başkanlığı ile beraber " Ya benimsin ya da kara
toprağın" tekerlemesinde olduğu gibi ABD, AB, Çin ve Rusya gibi rakiplerine gözdağı daha zayıf halkaları
da kendine çekmek üzere harekete geçmişe benzemektedir.
Dengesiz iş bilmez Donald Trump’ı kullanan çevreler, dünyayı yeniden paylaşmak üzere kendi kurallarını dayatarak dünya ülkelerini ve coğrafyalarını rakipleri ile paylaşma peşindedir.
Şimdilerde bir çok geri kalmış ülke yöneticileri, kendi halklarını
yoksullaştırma ve iktidarlarını koruma pahasına ülkelerinin milli kaynaklarını
ABD'ye peşkeş çekerek, ABD dayatmasına boyun eğerek varlıklarını korumaya çalışmakta ve ABD'nin
kanatlarının altına girerek, ABD'nin manda ve himayesine sığınarak ABD
emperyalistinden medet ummaktadır.
Türk Lirasının hızla değer kaybının gerekçelerini bu mihverde değerlendirmekte fayda vardır. ABD açıkça Çin, Rusya ve AB ile ekonomik savaşa girmiştir. Bu savaşın etkileri her zaman olduğu gibi savaş alanı olan Ortadoğu’da bariz şekilde kendini göstermektedir.
ABD, kendisine karşı gelen devletlerin ekonomisini bozarak o ülkelerin halklarını adeta isyana teşvike çalışmaktadır. Özellikle İsrail eksenli Kürt politikaları ile Kuzey Suriye ve Kuzey Irak coğrafyasına askeri yığınak yapan ABD var gücü ile coğrafyamızda İran ve Türkiye’yi etkisizleştirerek İsrail için bir kukla devlet olan Kürt Devletini kurma peşinde ilk hamlelerine başlamıştır.
İçimizdeki PKK, FETÖ ve benzeri yapılar ihanet şebekeleri kısa bir süre sonra ABD ve İsrail güdümü ile harekete geçerek ülkemizi bozulan ekonomik gerekçelerle kaosa sürüklemeye çalışacaklardır.
Evet ,AKP hükümetlerinin ve AKP siyasetçilerinin dünya politikalarını okuyamamaları nedeni ile Türkiye bu ekonomik harpten ağır bedeller ödeyerek çıkmak zorunda kalacaktır.
Evet ekonomimiz daralacak beldi asla hazmedemeyeceğimiz ağır ekonomik bedeller ödeyeceğiz fakat
yaşanan süreçte ABD tarafında atılan adımlar Türkiye’nin varlığına ve bütünlüğüne
yönelik adımlardır.. ABD İran üzerinde oyuna başlarken tali olarak Türkiye’deki
kaotik ortamları da mutlaka değerlendirmek isteyecektir.
Türkiye’nin ÇİN VE RUSYA ile yoğun şekilde ekonomik işbirliğine girerek kulvar değiştirmesinde zerre kadar sakınca olmadığı gibi bilakis yarar vardır. Ancak Her ne olursa olsun bizim devlet ve ülke olarak tarafımız model, modern ve çağdaş, demokratik normların egemen olduğu batı demokrasi devletleri tarafı olmalıdır. Ne Rusya’daki ne de Çin’deki yönetim şeklini asla kabul etmemeliyiz.Etmeyiz de…
işte kısaca değindiğim gerekçelerle yaşanan ekonomik hadiseleri bir farklı açıdan bakarak değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum.
Türk halkı yaşanan bu uluslar arası oyunda Türk Devletinden yana tavır almak zorundadır. Devletimizi yöneten kademelere destek olmalı ve hatta siyasetçilerle hesap görecekse bu hesap görmeyi sandıkta yapmalıdır.
Devlet derhal ABD’ye karşı harekete geçmeli, ABD’nin ülkemizdeki NATO harici askeri varlıklarının hareketlerini asgari düzeye indirgeyerek tepkisini ortaya koymalıdır. Çünkü Türkiye’nin a elindeki en büyük güç kendi toraklarında ABD askeri güçlerine sağladığı üs bölgeleridir.
Korkunun ecele faydası yoktur. Türkiye artık içerde ve dışarıda tüm korkuları ile yüzleşmelidir. Türk devletinin ve Türk halkının kendine güveni, vatanını ve birliğini koruma ve muhafaza etme azim ve kararlılığı vardır.
Yaşanan ekonomik savaşı da, iç siyaset ve AKP karşıtlığı ile değerlendirmemek lazımdır.
Haydi kalın sağlıcakla.
Ömer YILDIZ
İstanbul
Okunma Sayısı:1458
Eklenme Tarihi:13-08-2018 08:10
HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK