ORMANLAR ÜLKESİ ASLANLARI

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde büyülü bir ormanlar ülkesi varmış. Ormanlar ülkesi dünyanın en güzel topraklarının olduğu bir yermiş. Öyle bereketli , öyle bereketli topraklara sahipmiş ki sanki Halil İbrahim sofrasının yemişleri, yiyecekleri buradan gidermiş.

Dünyanın neresinde aç kalan biri olsa, nerede mutsuz olan ezilen, zulme haksızlığa uğrayan varsa koşa koşa buraya, bu orman ülkesine gelirmiş. Orman ülkesinin sahipleri kapılarına gelen hiç kimseyi geri çevirmezlermiş.

Bu güzel ülkenin ne kadar çok seveni varsa, bir o kadar da düşmanı varmış. Aç gözlü krallar, sahtekarlar, hırsızlar, düzenbazlar her fırsatta ormanlar ülkesini ele geçirmeye çalışırlarmış. Ama ormanlar ülkesinin güçlü, kuvvetli, aslanlardan kurulu dev bir ordusu varmış. 

Sahtekarlar, hırsızlar, düzenbazlar, soytarılar yıllarca ormanlar ülkesini ele geçirmek için mücadele etmişler. Tek tek saldırdıklarında da, birlik olup saldırdıklarında da başarılı olamamışlar. Hile yapmışlar, tuzak kurmuşlar ama asla başaramamışlar…

Sahtekarlar, hırsızlar, düzenbazlar ve soytarılar toplanıp plan yapmışlar. Herkese bir görev vermişler ve planladıkları işlerini yapmaya başlamışlar. Önce sahtekarı ormanlar ülkesine göndermişler. Sahtekarlar bildikleri bütün kurnazlıkları yaparak ormanlar ülkesinin bütün zayıf taraflarını öğrenmişler. Soytarıların desteği  ile ormanlar ülkesinde  bir çok taraftar elde etmişler. Yandaşlarını yavaş yavaş ormanlar ülkesinin her yerine yerleştirmeye başlamışlar.  

Aradan yıllar yılı kovalamış, zaman geçmiş, kötüler köşe başlarını tutmuş ve çok para kazanan işler yapmaya başlamışlar. Para kazandıkça güçlenmişler, güçlendikçe para kazanmışlar. Makamlar memuriyetler elde etmeye başlamışlar... 

Gel zaman git zaman sahtekarlar yavaş yavaş minik çakallarını  ormanlar ülkesinin aslanlar ordusuna sokmayı  başarmışlar. Sahtekarlar başarılar elde ederken  aslanlar ordusu derin bir gaflet uykusunda uyuyormuş. Kendilerine  çok güveniyor kimseye eyvallah etmiyorlarmış. Öyle derin bir uykudaymışlarki kendilerinden sonra  gelecek aslancıkları yetiştirmek yerine, kendilerine yiyecek getirecek, kendilerine hizmet edecek  bir tavşandan daha korkak köpekleşmiş aslanları el üstünde tutmaya başlamışlar.  Aslanların aptallığını gören, salaklığını fark eden sahtekarlar yeleli aslan görünümlü çakallar yetiştirmeye başlamışlar.

Sahtekarların yetiştirdiği aslan görünümlü çakallar kendilerine yol bulmak için  kedi kadar uysal, köpek kadar sadık, tilki kadar kurnaz davranarak yavaş yavaş aslanlar ordusundan yükselmeye başlamış. 

Sahtekarın yetiştirdiği  eli kalem tutan, ağzı laf yapan yelesiz çakal sürüleri ormanlar ülkesinin yöneticileri arasına girmeye, ormanlar ülkeside söz sahibi olmaya başlamışlar.

Ormanlar ülkesinin yeleli aslanları, sahtekarları hissedip ara sıra kükreyip, korkutmaya çalışmışlar. Ama içerdeki ve dışlarındaki sahtekarların ve çakallarının çıkardığı seslerden ürker olmuşlar. Sonra gamsızlık ve umursamazlık, yeleli aslanları sarıp sarmalamış. Yeleli Aslanların keyfi yerinde olduğundan bazı şeyleri görmezden gelemeye başlamışlar. Umursamazlıkları ruhlarını sarmış. Ormanlar ülkesinin aslanlar ordusundaki aslancıklardan  bi haber yaşamaya devam etmişler. 

Her şeyin hazır olduğunu gören sahtekarlar, hırsızları, düzenbazları, soytarıları toplantıya çağırmışlar. Yaptıkları çalışmaları ve ne yapmak gerektiği konusun akıllarından geçenleri bir bir anlatmışlar.

Demişler ki

-   Biz artık yavaş yavaş tanınır olduk. Ormanlar ülkesindeki aslanlar ordusu hariç kimseden korkmaya gerek yok. Lakin artık hırsızların da ormanlar ülkesine gelip çalışması  lazım. Yeleli aslanları yok etmek için düzenbazlarında çalışması lazım. 

Sahtekarlar ormanlar ülkesinde çalışmaya devam ederken soytarılar, düzenbazlar ve hırsızlar aylarca kafa kafaya verip ne yapacaklarını düşünüp planlamışlar.

Sonra sahtekarların yardımıyla hırsızları ormanlar ülkesinin her yanına dağıtmışlar. Hırsızlar ormanlar ülkesini soyup soğana çevirirken , aslanlar ordusunun yeleli aslanlarının  birer birer tüylerini yolmaya başlamışlar.

Hırsızların çalıp gönderdiği her şeyden istifade eden düzenbazlar  ormanlar ülkesinin her yanında kükreyen hüküm süren yeleli aslanlara tuzaklar kurarak, iftiralar atarak önce yıldırmışlar, sonra korkutmuşlar,sonra da birer birer yerlerinden yurtlarından ederek kendi yetiştirdikleri aslan görünümlü çakallarını  işin başına geçirmişler.  

Ormanda olup bitenden habersiz olan orman ahalisi ise halinden memnun, sahtekarların, hırsızların, düzenbazların ve soytarıların sözlerine kanmış olarak hayat sürmeye devam ediyorlarmış. Sahtekarların ve düzenbazların sözleri o kadar etkili olmuş ki yıllardır güvendikleri yeleli aslanlarına güvenmez ve nefret eder olmuşlar.

Soytarılar,düzenbazlar,hırsızlar ve sahtekarlar ormanlar ülkesi ahalisini   sürüngenler, uçanlar, kaçanlar,memeliler, asalaklar, parazitler, etçiller otçullar gibi etnik sınıflara bölüp parçalayarak birbirlerine düşman etmişler. Ormanlar ülkesinin aslanlar ordusunun yeleli aslanları artık bir tavşan kadar korkak hale  geldiğinden,çakalların aslancıkları birer birer boğup yok etmesine ses çıkarmaz olmuşlar. 

Dünyanın en verimli topraklarının üzerinde kurulu ormanlar ülkesi yavaş yavaş,sahtekarların, hırsızların, düzenbazların hakimiyetine girmesiyle birlikte soytarılar da  çağrılacakları günü bekler olmuş. Ama bir türlü o gün gelmiyormuş. Daha fazla dayanamamış ve sahtekarları, hırsızları ve düzenbazları acilen toplantıya çağırmışlar. Hırsızlar ve düzenbazlar toplantıya erkenden gelmişler ama sahtekarlar bir türlü gelmemişler. Düzenbazlar ve hırsızlar işlerinin acil olduğunu söyleyerek ellerindeki ganimet ve yetkilerin neler olduğunu soytarılara anlatmışlar ve ormanlar ülkesine geri dönmüşler. Çünkü daha çalınacak çok mal ve yapılacak çok düzenbazlık varmış.  

Soytarılar, sahtekarlara haber göndererek çok kızdıklarını beklemeye tahammüllerinin kalmadığını bildirmişler. Ömürlerini ormanlar ülkesinde  geçiren sahtekarlar kendilerinden emin ve biraz da ukalaca toplantıya gelmişler. Gelirkende bir çakalla bir yeleli aslanı beraberlerinde getirmişler. Köpek  gibi davranan  yeleli aslanı  kuzu postuna, dizlerinin dibine oturturken, aslan gibi davranan çakalı da aslan tahtına oturtmuşlar.   

Soytarılar  sahtekarın ne yapmak istediğini bir türlü anlayamamış. Ama sormadan edememişler.  

-          Bir çakalın aslan tahtında, bir aslanın da kuzu postunda işi ne? diye sormuşlar…

Sahtekarlar birbirlerine bakıp gülümsemişler. Sonra en arsız sahtekar, soytarılara bakarak;  

-          Biz ki çakalı aslan ,aslanı köpek yaptık.

-          Yarın orman ahalisi sizin kendilerine ihanet ettiğinizi anlar hesap sormaya kalkarsa? 

-          Aslanlarına güvenmeyen ahaliden bir halt olmaz.

-          Ya aslanlar aslan olduklarını anlarlarsa?

-          Üç kuruşluk kemiğe tamah eden aslandan tekrar ormanın kralı olur mu sanıyorsun?

-          Ya beslediğiniz çakallar sizi saldırırsa?

-          Onlar sözümüzden dışları çıkmaz. Sözümüzden çıkarlarsa köpekleştirdiğimiz aslanlarla hadlerini bildiririz.

-          Bu işin sonu nereye varır?

-          Ülkesine ihanet eden köpekleşen aslanlar köpek olmadıklarını anladıklarında, darmadağın edip fitne ile birbirine düşürdüğümüz orman ülkesi ahalisi birlik olup ayağa kalktığında bize yol görünür.

-      Yolunuz nereye düşer?

-      Düzenbazlık ve hırsızlığın bol olduğu ülkelere...

-      Bizler işsiz, güçsüz aç sefil kalır mıyız?

 Yoksul ülkeleri sömüren yöneticiler oldukca biz ne aç kalırız, ne de açıkta... İşte bizim olur, güçte... 

Sahtekarlar,hırsızlar, düzenbazlar ve soytarılar tekrar bir araya gelmişler neşe içinde ormanlar ülkesinin aslanlar ordusu ile alay eden bir şarkıyı söylemeye başlamışlar. Ama kalplerinde büyük bir korku varmış. O korkuda orman ahalisinin ve aslanların bir gün kendilerinden hesap soracağı korkusuymuş.

Ormanlar ülkesinde yeleli aslan... 

Yedin içtin yoruldun gel bana yaslan.

Yeleli aslan köpek çakalsa aslan

Yedin içtin yoruldun gel bize yaslan...

***

 

Ormanın kralları hönkürür hörk hörk

Başlarında taç yok başlarında börk börk

Yeleli aslan köpek çakalsa aslan

Yedin içtin yoruldun gel bize yaslan

***

 

Eteği pileli çorabı fileli 

Ormanlar kralının boynu yeleli

Yeleli aslan köpek çakalsa aslan

Yedin içtin yoruldun gel bize yaslan

Sahtekarlar, soytarılar, düzenbazlar ve hırsızlar bir arada başarılarını kutlarken, sahtekar sahtekarlığa ,,soytarılar soytarılığa,hırsızlar hırsızlığa,düzenbazlar düzenbazlığa başlamış. Böylece ganimet paylaşımında,makam ve güç paylaşımında birbirleriyle gizliden gizliye mücadeleye, rekabete başamışlar. Herkes payını kaparken soytarının elinde hiç bir şey kalmamış.  Hak, adalet,eşitlik bilmeyen bu üçkağıtcı dolandırıcılar kavga etmeye başlamış. Kavgaları öyle büyümüşki soytarılar can derdine düşmüşler. Hemen koşa koşa ormanlar ülkesinin sakinleri uyandırmışlar. Soytarıların anlattıklarından huzursuz olan ormanlar ülkesinin sakinleri akıllarını başlarına alıp sahtekarların, düzenbazların, hırsızların ve soytarıların ülkelerini nasıl soyduğunu fark etmişler. Sonra birlik olup, kendilerine güvenerek  soytarıları, soyguncuları , düzenbazları ve hırsızları ülkelerinden kovmuşlar. Tekrar güçlü ve mutlu bir ülkede yaşamaya başamışlar...

*

 

Kıssadan hisse; 

Siz siz olun çocuklar asla ailenize kötülük yapmayın.

Ailenize kötülük yapanlardan uzak durun. 

UNUTMAYIN ÇOCUKLAR İYİLER HER ZAMAN KAZANIR... 



Okunma Sayısı:3439    
Eklenme Tarihi:19-04-2018 08:03    

HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK

 

                                                             YORUM EKLE

MESAJINIZ(Max 3000 karekter)



  

© Copyright 1998-2018 www.omeryildiz.com.tr .Tüm hakları saklıdır.
destek@omeryildiz.com.tr