Günlerdir aylardır hatta yıllardır Irak'ı ve Suriye'yi darmadağın eden ABD, ele geçirdiği topraklarda İsrail'e destek olacak bir Kürt devleti kurmak için çabalıyor. Bu uğurda milyarlarca dolar harcamanın yanı sıra gözden çıkardığı harp silah araç ve gereçlerinin de haddi hesabı yok. Irak'ta amacına ulaşan ABD, Suriye'de Türkiye'nin müdahalesi ile istediği hedeflere ulaşamasa da bu ülkenin azımsanamayacak toprağı işgal ederek Suriye Devletini parçalamayı başarmıştır. İşgal ettiği topraklarda kukla bir devlet kuracağı bellidir.
İşte Türkiye, ABD'nin Suriye'de ele geçirdiği toprakların bir kısmına müdahale etmeye karar vermesinden beridir coğrafyamızda her şey değişmeye başladı. Özellikle savunma sanayindeki ilerlemesi ile Türkiye, yakın çevresine her türlü kara ve hava harekatını milli imkanlarla gerçekleştirecek güce ulaşması ve bu gücünü Afrin'de ve Zeytin Dalı harekatında dünyaya göstermesi ile birlikte her şey değişmeye başlamıştır. ABD'nin ve diğer emperyalistlerin Ortadoğu oyunları bozulmuştur.
Türkiye uzun zamandır Fırat'ın doğusu için hem dünyaya hem de ABD'ye baskı uyguluyor. Çünkü Türkiye, Suriye sınırı boyunca 30 Km derinlikteki bir hattı güvenli bölge haline getirerek yıllardır bakıp beslediği milyonlarca Suriyeliyi o bölgede iskan etmek istiyor. Otuz kilometre derinlik istemesinin bir çok anlamı olsa da en önemli anlamı, teröristlerin elinde olması muhtemel kısa menzilli füzeleri Türkiye topraklarından uzaklaştırmakta diğer önemli bir hedeftir. Ama bunlar Türkiye için kısa vade hedefleridir.
ABD, binlerce tırlık uçaklık harp silah araç ve gereçlerini Irak'a ve Suriye'ye zaten yığmıştı ve zaten elindeki anlık bütün istihbaratı PKK/YPG unsurlarına aktaracak sistemi de kurmuştur. Tüm hazırlıklarını bitirdikten sonra fiyakalı bir açıklama ile PKK/YPG'yi Türkiye ile baş başa bırakacağını açıklayan ABD'nin hiç bir sözüne sakın kanmayın. ABD zaten düşman safında karşımızdadır. PKK/PYD /YPG saflarında paralı askerleri, ajanları ile aktif olarak bizimle harbe tutuşacaktır.
Ama bir başarı elde etmesi mümkün değildir. Bu işin sonunda kaybeden ABD, YPG/PKK ve İsrail olurken kazanan Misak-ı Milli sınırlarımız içinde barışı kardeşliği özleyen insanlar olacaktır.
Türk ordusu kılı kırk yararak, zaten avucunun içi gibi bildiği bölgede her türlü istihbaratı, uydu ve diğer görüntüleri temin ederek vuracağı her noktayı çoktan belirlemiş durumdadır. Türk Ordusu yavaş ama emin adımlarla askeri hedeflerine ulaştıkça ABD'nin tehditleri artacak ve bizi köşeye sıkıştırmaya,çökertmeye çalışacaktır.
Türkiye harekata başladığı anda, topraklarımızdaki tüm ABD üslerinin faaliyetlerini geçici olarak durdurmalı, AB ve ABD diplomatlarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya ziyaretlerine engel olmalıdır.
Ayrıca yurt içinde her türlü tedbir almalı ve kamuoyunu sürekli olarak bilgilendirmelidir.
Türkiye Fırat köprüsünü geçerken ABD'yi de sırat köprüsünden geçirecektir. Bu harp, ABD'nin dünya hegemonyasının sonlanmasının da fitilini ateşleyecek ve kısa süre sonra ABD'yi mazlum milletler nezninde aşırı derecede güçsüz kılacaktır.
Hangi görüşten olursak olalım, AKP'yi ister destekleyelim, isterse desteklemeyelim bu harp milli bir meseledir. Var gücümüzle ordumuzun ve devletimizin yanında olduğumuzu ifade ederken Mehmetçiklerimizin moral ve motivasyonuna katkı verecek söylem ve eylemlerden de geri durmayalım.
Allah ordumuzu muzaffer eylesin. Türk Milletine azim ve kararlılık versin.
Ömer YILDIZ