Corona Virüs ve Ulus Devletin Yeniden Keşfi

Corona virüs salgınında dünyayı izliyoruz. Dünyada at koşturan zengin emperyalist ülkelerin virüs karşısındaki çaresizliği,  dünyanın yeni bir düzene ihtiyacı olduğunun önemli sosyolojik göstergesidir.


Virüs salgını ile birlikte kapitalist devlet anlayışının karşında sosyal devletin, liberalist ekonominin karşında karma ekonomik sistemin, küresel anlayışın karşında ulus devletin ne kadar geçerli akçe olduğunu bir kere daha ortaya çıkmışa benzemektedir.


Birinci dünya harbinden tam yüz yıl sonra insanlık, beklenmedik bir gerekçeyle varoluş mücadelesi vermeye başlamıştır. Hastalık karşında aciz duruma düşen devletler kendi varlıklarını ve halklarını korumak için yaşam mücadelesine tutuşmuşlardır.


Corona Virüs salgınının yayılış hızı ve sonuçlarına bakarak şunu ifade edebilir miyiz? Dünyada bir ila beş milyon arasında, belki de bunun bir veya birkaç misli insan, 2020-2023  yılları  arasındaki sürede ölümle yüz yüze gelebilir. Böylesine bir ölüm tsunamisi karşında hiçbir kapitalis düzen ayakta kalamaz. Ancak aynı şekilde, özgürlükleri inkar eden, insanı değersizleştiren hiçbir sosyalist kapitalci devlet düzeni de ayakta kalamaz.


Bir başka konu ise dindir.  Virüs salgına ile birlikte insanlar, kendilerine yardımda çaresiz kalacak olan dini inanç merkezlerini, sömürgeci ve vahşi kapitalizmin işbirlikçisi olarak yaftalaya bileceği, hatta, yer yüzündeki  klasik mahiyette dini inancı savunucularını din sömürgecisi olarak görerek  ağır bir itibarsızlaştırmaya kalkışabilirler.


Virüs sonrası yeni dünyada ;  Küresel liberalizm dünya ölçeğinde sosyalizm karşında, küresel emperyalist devletler  ulus devletler karşında hızla gerileyebilir.  1989 yılında vahşi kapitaliz tarafından çökertilen komünist /sosyalist blok,  rövanşist anlayışla ve yeni argümanlarla düzenlerini yıkan kapitalist sistemli ülkelerle hesaplaşmaktadır.  Yani ABD, AB ve İngiltere gibi liberal kapitalist ülkelerle,  Rusya ve Çin gibi sosyalist kapitalci  ülkeler virüs sonrası yeni dünya düzeni için hesaplaşmak üzeredir. Hatta hesaplaşma başlamıştır.

 

Bir durum karşında çözüm nedir?


Çözüm, o muhteşem zekası ve öngörüsü ile çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kuran, sonsuz düşünce ve yaşamsal  alanın kapılarını  Türk Milletine açan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türk Müslümanlığıdır. “ Yurtta sulh cihanda sulh” düsturudur.


Bugün Türkiye’de yaşanan her olumlu hadisenin temelinde, her olumsuzluk karşında üretilen çözümün başında Atatürk’ün ülkemizin ve cumhuriyetimizin temellerine yerleştirdiği  altı ilkesinin sağlamlığı vardır. Türkiye, Atatürk’ün karma ekonomik sisteminden vazgeçmeden, ancak çağının gerektirdiği düzeyde karma ekonomik sistemle yürümektedir. Devletin işlevi, halkçı, devletçi, cumhuriyetçi, laiklik ve  milliyetçi anlayışı üzerinden yürütmektedir.  Türk Milleti kendi tarihsel geçmişinden gelen dayanışma  ve hoşgörü sınırları içerisinde yaşamaktadır, yaşamaya çalışmaktadır.


Son olarak da; Türk Milleti sağlıklı kalmak için evinde kalmalıdır. Sokağa mecbur kalmadıkça çıkmamalıdır. Devletin ve devlet yöneticilerinin her türlü uyarılarına harfiyen uymalıdır.


Devlet ne AKP’nin, ne MHP’nin ne CHP’nin ne de bir başkasının devletidir. Devlet bizim devletimizdir. Devletimize sahip çıkmak için, devletin olanaklarını muhtaç olanlara kullanması için evde kalarak, hastalığa yakalanmayarak vermek bizim elimizdedir. Devlete yapılacak en büyük yardım, en büyük katkı ;



EVDE KAL KAMPANYASINA UYMAKTIR.


Sağlıcakla kalın.

 

Ömer Yıldız

Alibeyköy/İstanbul

01 Nisan 2020

 

 



Okunma Sayısı:934    
Eklenme Tarihi:01-04-2020 07:45    

HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK

 

                                                             YORUM EKLE

MESAJINIZ(Max 3000 karekter)



  

© Copyright 1998-2018 www.omeryildiz.com.tr .Tüm hakları saklıdır.
destek@omeryildiz.com.tr