Özellikle AB tarafından dışlanan,
horlanan Türkiye, ne yazık ki Batı Bloğundan hızla uzaklaşmak zorunda kalıyor. Bu
uzaklaşmanın ana nedeni ise; AB ve ABD tarafından Türkiye'ye karşı düşmanca
beslenen, desteklenen, motive edilen, eğitilen, silahlandırılan terör
örgütleridir. Bu örgütlerin en tehlikelileri FETÖ ve PKK'dır. Filizlendirilmeye
çalışılan Atatürk ve Türk Milleti düşmanı IŞİD varı cemaatçiklerdir.
Ortadoğu politik oyunu AB devletleri
için bitmek üzeredir. ABD'yi tüccar
kafası ile yöneten Donald Tramp, hem ABD'nin hem de Batının ilkel kafalı,
bağnaz, oryantalist zihniyete sahip faşist politikacılarının tamamının
maskesini bilerek veya bilmeyerek düşürmüştür. Türkiye için gerçek olan şey,
AB'nin yüzyıllardır Türkiye'ye karşı güdülendiği ve asla vazgeçmediği haçlı
politikalarıdır. Bu politikalar artık iflas etmiştir. Çünkü 21. Yüzyıl iletişim
çağı ile birlikte, dünyanın politik ekseni hızla değişmektedir. ABD ve AB hala
eski ortaçağ sömürgeci politik eksende tutunma gayreti peşinde koşmakla kendini
yok etmektedir, ve ne yazık ki onların etkisindeki
Arabistan gibi krallıkla yönetilen tiranî ülkeler de ABD ve AB sömürgeci
anlayışına kendi iktidarlarını korumak için destek vermektedir.
İnsanlık için umut verici olarak dünya,
bu sömürgeci bloğun dışında, yeni bir eksene doğru bilerek ve isteyerek
ilerlemektedir. İşte bu eksen değişikliği dünyada dev politik depremlere sebep
olacaktır. Dev güce sahip politik
depremin ilk büyük öncü sarsıntısı da Suriye'de hissedilmiştir.
Suriye meselesinde aceleci, ön alma,
rol kapma ve ABD ile saf tutma gayesiyle Türkiye'ye ambargo uygulamaya
başlamaları ve politik tecavüze kalkışmaları onlar için acı bir gerçek olarak
ifade etmeliyim ki Türkiye'nin ABD'yi silah zoru ile anlaşmaya ikna etmesi ve
ardından da Suriye'de Suriye devleti ile beraber hareket eden Rusya işin içine
dahil etmesi ile Batı devletleri dünya politikasında oyundaki mızıkçı çocuk
durumuna düşürmüştür. AB devletleri Ortadoğu'da ve özellikle Türkiye özelinden
tüm dünyaya politik güvenilmez devletler olduklarını ispat ile ilan
edilmişlerdir.
Bölücü Kürt meselesi artık
uluslararası bir meseledir. Ama Kürt kardeşlerimizin yegane huzur bulacağı yer
de yine Türkiye Cumhuriyetidir. Türkiye politik olarak Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında
karara bağlanan ve Türkiye Cumhuriyetini kuranlarca da milli ant olarak kabul
ve ilan edilen Misak-ı Milli sınırlarımıza ulaşmak için büyük bir gayeye hizmet
edecek politikalar geliştirmelidir.
Suriye'de yeni anayasa yapılarken
Suriye'nin kuzeyi için, fırsat doğunda da Kuzey Irak için öncelikle garantör
devlet olma hakkını elde etmelidir. Türkiye bu şekilde politikalar güderek
kendi iç barışına, yakın coğrafyasına ve dünya barışına katkı sunacaktır. Yeni dünyada demokratik, laik, sosyal bir hukuk devlet için Atatürk gibi düşünmek, ABD ve AB’ye
yani emperyalizme uzak durmak şiarımız olmalıdır.
Ömer Yıldız
Okunma Sayısı:1047
Eklenme Tarihi:23-10-2019 11:28
HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK