ABD NE YAPMAK İSTİYOR?

Gerek PKK ve gerekse FETÖ ve benzeri cemaat elemanları ile Türkiye'de onlarca eylem ve kanlı suikastlar ve kıyımlar yapan ABD'nin artık gücü 15 Temmuzla sona ermiştir. Türkiye içindeki Truva Atları adım atamamaktadır.

Bu nedenle ABD Askeri Sosyolojik açıdan Türkiye'yi irdelemekte ve kendisine ileride özellikle savunma sanayi alanında engel olarak görme değerlendirmesinde bulunmaktadır .Bu nedenle 
A- Türkiye'nin kendinden habersiz savunmasını güçlendirecek silahları rakip gördüğü Çin ve Rusya'dan temin yoluna gitmesini hazmedememektedir. 

B- Türkiye silah pazarı ve Ortadoğu'daki hegomanyasının yavaş yavaş kırıldığını görmektedir. Bu nedenle Türkiye'nin tırnakları ile kaza kaza, gençlerinin alın teri dökerek yavaş yavaş geliştirdiği katma değeri yüksek  teknoloji ürünlerindeki ve savunma sanayindeki millileştirme gayretlerini engellemeye çalışmaktadır.

C- ABD'nin menfaatleri için Türkiye'yi içeriden zayıflatan taşeronu ve kuklaları iki terörist gücü PKK ve FETÖ örgütlerinin Türk devletince mağlup edilmesi nedeni ile kendisi bizzat yurt dışından müdahale ile Türkiyeyi dıştan zayıflatma gayreti içine girme ihtiyacı hissetmektedir.

D- Doların ateşini hızla yükselterek Türkiye ekonomisini, parasını vermemize rağmen F35 uçaklarına ve diğer silah satışlarına ambargo koyması ABD'nin açıkca düşmanca faaliyetleridir.

E- ABD Suriye ve Irak'da kurduğu üs bölgelerine geçiş için adeta kendini Türkiye'den kovdurmaya çalışmakta ve Türkiye'nin NATO içindeki gücünü yok edecek hamleler için ön hazırlıklar yapmaktadır.

Yukarıdaki nedenlerle açıklamaya çalıştığımız döviz artışı gerekçeleri ve ABD'nin düşmanca tavırlarının sonucunu tespit etme gayretimiz, ne akla ve mantığa, ne de taktik ve Stratejik açıdan dost ve müttefikimiz sandığımız bir devletin hareketine benzememektedir. ABD'nin bu belirsiz şuursuz hareketleri, dostta benzemeyen tutum ve davranışları insanı her türden şüpheciliğe sürüklemektedir. 

Bu bağlamda;

ABD son derece tehlikeli bir şekilde İRAN VE TÜRKİYE üzerinde sosyal, ekonomik,politik, askeri her alanda adeta harp hazırlık babında harp öncesi gerilimi artırarak Türkiye'ye karşı bir saldırının ön hazırlığını yapar gözükmektedir.

Türkiye var gücü ile, özellikle Silahlı kuvvetleri ve milli harp unsurları ile ABD'nin ve güdümünde olan devletlerin ani bir baskınına hazırlıklı olmalıdır.

Bu direnme gücünü hazırlarken ne Rusya'ya ne Çin'e ne de AB ülkelerine güvenerek ekonomik ve askeri güvenliğini riske etmemelidir.

ABD'nin Türkiye'deki askeri ve siyasi varlığı kontrol altına alınmalı ve gerekirse durdurulmalıdır.

Türk halkı ve siyasetçileri her durum şartta iç siyasi kaygıları ve çekişmeleri bir yana bırakarak devletimizin yanında olmalıdır.

Ömer YILDIZ